Bir 'JEAN' hikayesi

Jean, kot, denim ya da blucin... Farklı farklı söylemleri mevcut. Mom jean, slim-fit, skinny gibi bir çok modeli var. Herkesin dolabında en az bir tane vardır.

Peki nereden girdi hayatımıza, nasıl bu kadar moda oldu?

Blucin ilk olarak 19. yüzyılda maden işçileri için üretilmeye başladı.

1850’lerde San Francisco’ya gelen terzi Levi Strauss çadır ve araba örtüsü ticareti yapıyordu. (Bu isim size ünlü Levi's markasını çağrıştırdı mı? Evet ta kendisi!) Levi'nin karşısına çıkan bir madenci, normal pantolonların, madenlerde çabuk eskiyip yırtıldıklarını söyleyince, Levi Strauss madencilerin ihtiyaçlarına göre elinde ki çadır örtülerinden pantolon yapmıştır. Bu pantolonlar madenciler tarafından çok beğenilmiştir. Ama madenciler cepleri yırtıldığı için bir süre sonra bu pantolonlardan şikayetçi olurlar ve cep ağızlarına konulan bakır çivilerle bu sorun çözülür. Hala daha günümüzde cep ağızlarına zımbalar eklenir.

1873 yılında Levi Strauss tarafından patenti alınan blucin önce işçi ve yoksul kesimin tercih ettiği pantolonken, bundan sonraki yıllarda toplumun tüm kesimine yayılır. Özellikle Vahşi Batı’nın kovboyları sayesinde blucinler tüm ABD’ye yayılarak tüm ülkede emekçi kesimin bir simgesi haline geldi.

Blucin anlamı İngilizcede ki “blue jeans”ten geliyor ki, buradaki “jeans” kelimesi, Cenova şehrinden türemiş, bir nevi 'Cenova tipi mavi kumaş' anlamına gelmektedir. Kim derdi ki bu kumaşın bu kadar popüler hale geleceğini? II. Dünya Savaşı sırasında fabrikalardan ve emekçi kesimin simgesi olmaktan çıkan blucin artık günlük hayatta giyilir oldu . Öyle ki, tiyatro ya da restoranlara blucin giyip gidenler kapılardan geri çevrilmeye başlandı. Blucin giyenler dışlanır hale geldi.

1935’te Vogue dergisinde “Batı (Western) Şıklığı” adı altında reklamının yapılmasıyla, blucin moda dünyasına giriş yapmış oldu.

1950’lere geldiğimizde ise James Dean gibi ünlü yıldızların blucin giymesiyle bu trend tüm dünyaya yayıldı ve bu noktadan sonra kimse blucin'in yükselişini durduramadı.

Blucin kültürünü Türkiye'ye "Muhteşem Kot" getirmiştir.

40’lı yılların sonunda Fransa’dayken, işçi ve köylüye giydirecek ucuz ve dayanıklı malzeme arayışına giren Muhteşem Kot’un dikkatini blucin çeker. Sağlamlığına ve dikim tarzına hayran kalan Muhteşem Kot, Türkiye'ye döndüğünde bu kumaşı burada üretmeye başlar. 1960’lara geldiğimizde atölyesinde günde 200 adet kot üretimi seviyesine ulaşır.

İşte yıllardır kot olarak bilinen blucinin dilimize girmesi Muhteşem Kot’un soyadından gelir.

Kot aslında bir markayken tüm jean’lere verilen bir isim olarak yerleşir dilimizde. Hatta Muhteşem Kot, yıllarca insanlara Kot’un bir marka olduğunu anlatamamıştır.

Günümüzde hala popülerliğini devam ettiren, hiç bir sınıf ayırımı olmaksınız, herkes tarafından giyilen jeanler böylelikle hepimizin olmazsa olmazı haline gelmiştir.

Instagram : stil.ve.imaj

Teşekkürler

Kişisel & Kurumsal Stil ve İmaj Danışmanı

Tuğçe GÖKNİL